Japon tahvil getirilerinin yükselmesi piyasaları bir kez daha sarsabilir mi?

2025 yılının son ayı için işlemler başladı ve Aralık ayı geleneksel olarak hisse senetleri için iyi bir ay olsa da, Kasım ayında sıkça görülen çılgın duygu değişimlerinin bir kısmını yine görebiliriz. Bunun nedeni, bu ay iki önemli merkez bankası toplantısının olması ve bu toplantıların sonuçlarına bağlı olarak küresel piyasalarda hareketlilik yaratmasıdır. Fed (9-10 Aralık) faiz indirimi beklentisiyle toplanacakken, BOJ (Japonya Merkez Bankası) bu ayın sonlarında (18-19 Aralık) toplanarak Japon faiz oranlarını ters yönde hareket ettirebilir.
Japonya'da enflasyonun sürekli olarak %2 hedefinin üzerinde seyretmesi (aslında 44 ay üst üste) nedeniyle, BOJ'un faiz artırımına gitmesi için gerekli koşullar mevcut görünüyor. Bu, BOJ Başkanı Ueda'nın bu hafta yaptığı açıklamalarda ima ettiği bir senaryo. Sonuç? ABD-Japonya faiz farkının daralacağı beklentisiyle Japonya Devlet Tahvili (JGB) getirileri yükselmeye devam ediyor. 10 yıllık JGB getirisinin %1,88'e yükselerek Haziran 2008'den bu yana en yüksek seviyesine ulaşması bu durumu açıkça ortaya koyuyor.

BOJ'un faiz artışlarının geçmişte piyasaları tedirgin ettiği bilinmektedir. 2024 yılının Temmuz sonu/Ağustos başı, BOJ'un sıkılaştırıcı para politikasına tepki olarak küresel piyasaların çöküşe geçtiği dönem olarak akla gelmektedir (5 Ağustos'ta Nikkei bir günde %12 değer kaybetmiştir). BOJ'un faizleri artırması, piyasaların yeniden çöküşe geçeceği anlamına gelmez. BOJ bu ay faizleri sabit tutmaya karar verebilir. Ancak JGB getirileri yükselmeye devam ederse, bu durum piyasaya daha geniş bir risk oluşturabilir ve carry trade işlemlerine ve dolayısıyla risk algısına baskı yapabilir. Kısacası, Fed ve BOJ'un farklı politika yolları daha önce piyasaları sarsmıştı ve Fed'in faiz indirimini BOJ'un faiz artışı izlerse, bu durum bir kez daha tekrarlanabilir.
Emtia piyasasında altın, haftanın başında yükseliş eğilimi gösterdi, ancak 4270-4280 dolar aralığındaki direnci aşamadı. Ekim ayından bu yana görülmemiş seviyelere ulaşan fiyatlarla, bu hafta açıklanacak önemli ABD istihdam ve enflasyon verileri öncesinde kar realizasyonu başladı. Altın için yükseliş beklentisi hala geçerli, ancak bu beklenti büyük ölçüde ABD faiz oranlarının düşmesine bağlı. Bu nedenle, ADP istihdam verileri ve Çekirdek PCE Fiyat Endeksi, altının kısa vadeli yönünü etkileyecek. İşgücü piyasası zayıf kalır ve enflasyon düşük seviyelerde seyrederse, Fed mevcut güvercin politikasını sürdürebilir. Bu senaryo, altın fiyatındaki yükseliş beklentileriyle uyumlu. 4066 dolar seviyesinde ılımlı bir destek, 3990 dolar seviyesinde ise daha sağlam bir destek bekliyor. Altının 4300 dolar seviyesini geri kazanması için önce 4270-4280 dolar arasındaki direncin aşılması gerekiyor.
Ukrayna konusunda ABD ve Rusya arasında devam eden barış görüşmeleri nedeniyle petrol fiyatlarında belirgin bir artış veya düşüş görülmemektedir. Esasen, barış görüşmeleri devam etmekte ancak şu ana kadar bir sonuç alınamamışken, tüccarlar Rus petrolünün tekrar küresel pazara girip girmeyeceğini bilememektedir. Bu durum, barış görüşmelerinin gidişatına bağlı olarak Rusya'ya uygulanan yaptırımların devam edip etmeyeceğini veya kaldırılıp kaldırılmayacağını anlayana kadar petrol fiyatlarının yukarı yönlü bir kırılma yapmasını zorlaştırıyor. OPEC+'nın 2026'nın ilk çeyreği boyunca petrol arzını mevcut seviyelerde tutma kararı ise fiyatlara bir miktar destek sağlıyor. ABD ham petrolü, 57,90 dolarlık destek seviyesinin üzerinde ve 59,30 dolarlık direnç seviyesinin altında, 58,50 dolar civarında işlem görüyor.

Fed üyeleri Aralık toplantısı öncesinde medya "karartma" dönemine girdiklerinden, faiz indirimi olasılığı konusunda ekonomik veriler konuşacak. İşgücü piyasası cephesinde, bu hafta ADP özel sektör istihdam rakamları, Challenger işten çıkarma rakamları ve işsizlik başvuruları rakamları açıklanacak, Cuma günü açıklanacak Çekirdek PCE Fiyat Endeksi ise enflasyonu ölçmek için odak noktası olacak. Piyasalar, Fed'in bu ay faiz indirimi yapmasını bekliyor, ancak istihdam veya enflasyon verilerinde herhangi bir olumlu sürpriz, faiz indirimi umutlarını bozabilir.








